Kayrak Taşı deyip de geçme! Yerde değersiz benzer biçimde duran bir taş, iyi bir ustanın elinde yüzyıllara meydan okuyan bir şaheser olabilir. Bir medeniyetin en önemli göstergelerinden biri hiç kuşkusuz bıraktığı eserleridir. Ruhsuz görünse de taşlar bizim nerelere ait olduğumuzu, nerelerden geldiğimizi, neler icra ettiğimızı ve medeniyetimizin büyüklüğünü bizlere gösteren önemli unsurlardan birisidir. İnsanoğlunun taşla münasebeti çok eskilere dayanır. İnsanlık mirasının kadim izlerini hep taş üzerinden izlemişiz. Kayrak Taşı, insanlık evveliyatına ışık tutmuş, devirlere adını vermiş, sanatın ortaya çıkmasına ön ayak olmuş ve yazılı ilk kaynakları öğrendiğimiz, insanlık için önemli bir madde. İnsanoğlu taşla yüzyıllardır medeniyetler inşa etmiş. Kayrak Taşı, mimariye, sanata ve estetiğe temel olmuş, şekil vermiş. Metamorfik kayaçlar grubuna giren kayrak taşı, ısıya dayanıklı, su geçirmez, sert ve homojen dokudadır. Kayrak taşları aşınmaya dayanıklıdır.
Bu yüzden kullanıldıkları alanlarda bakıma gerek duyulmadan uzun yıllar kullanılabilir. Kaymaz özelliğinden dolayı ıslak zeminler için ideal bir malzemedir. Mevsim değişiklikleri, yüksek ve düşük ısıya karşı dayanıklıdır. Dış cephelerde kullanılması ısı izolasyonu sağlar bu sebeple yazın serin kışın sıcak tutar. Maliyeti düşüktür ve özel bakım gerektirmez. Doğal bir oluşum olduğu için rengini ve özelliğini kaybetmez. Anadolu Selçuklu medeniyetinde de taş yapılarda kullanılmıştır. Bu dönemde taş güç ve zenginlik göstergesi olmuştur. Selçuklu dönemine ait en önemli taş yapılardan biri yapımına 1228 yılında başlanan Sivas Divriği Ulu Cami” dir. Batıda yer alan taç kapısı farklı desenlerle taşın işlenmesiyle oluşturulmuştur. Taş işçiliğinin sınırlarını zorlayan bu kapı ” Tekstil Kapı” olarak da adlandırılmaktadır. Cami UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan yapılardan biridir.